
Benim boyum yetmez Atatürk’e. Sadece benim değil, kimsenin boyu yetmez.
Seni bulmak ne kadar zor! Karabatak misali yaşıyorsun. Ne oldu da İstanbul’dasın?
Hastayım. Yoksa kolay kolay bulunamazdım beni. Gece programlarım, konserlerim, turnelerim, fuar derken vücudum bu yoğun çalışmaya uyamadı ve yorgun düştü. Şaşarsın ama ben son derece yoğun ve yorgun bir vücutla dolaşıyorum. Böyle olmaması gerekiyor ama tempo öyle yüksek ki! Günde on beş saat çalışıyorum. Artık bir bilgisayar oldum kendime, kendimi dinliyorum.
Sezon geliyor. Bar programı yapmayı düşünüyor musun?
Şu anda dört ayrı yerle görüşüyorum. Birinde karar kılacağım. Sezonluk çalışmayı düşünüyorum.
Bar programı yapan sanatçıların albümleri pek tutmuyor. Albümü başarılı olan çoğu sanatçı da bar programlarında aynı başarıyı gösteremiyor. İkisi çok farklı gibi duruyor sanki. Sen ikisini de beraber götürmeye çalışan bir sanatçı olarak kendini başarılı buluyor musun?
Ben çok önceden beri barda sahneye çıkıyorum. Bu konuda başarılı olduğumu biliyorum. Albüm ise ayrı bir kulvar. Bence başarılı bir albüm çıkardığımı düşünüyorum.
Promosyon dönemi çok sancılı. Neden kendini sakladın bu kadar? Hayranların bunu çok eleştiriyor.
Çok seçici olmaya çalışıyorum. Televizyon programları yaz aylarında çok hoşuma gitmiyor. O yüzden genelde televizyon programlarına da çıkmıyorum. Artık çok kaliteli programlar var çünkü.
İkinci klip ne zaman geliyor?
Çekimini bu hafta yapacağız. ‘Haykırsam Dünyaya’ya çekiyoruz klibi. Hakan Yonat çekecek. Şarkıyı yerlerde bir vizyona sokmayı planlıyoruz.
Kar beyaz senin tabirinle ’97’nin en iyi slow şarkısı’ idi. Fakat beklenilen ilgiyi görmedi. Bunu neye bağlıyorsun?
Ben bütün dergileri ve televizyon kanallarını takip ediyorum. Dergiler, halkın nabzını daha yakından tutuyorlar bence. Listelerde telefonlardan yararlanıyorlar. Televizyon ise çok farklı. Çok olaylar, olaylara dönüşüyor. O yüzden bir dergide bir numara olunca çok sevindim. Demek ki halk beni seviyordur dedim. Televizyonda ise hep liste dışındaydım. Ama bu numaraya oturmadım. Bunun sebeplerini siz daha iyi biliyorsunuz.
Genelde ikinci klip ilk klipten farklı bir tarza çekilir. Ama sen yine aynı tarzda, slow bir şarkıya çekiyorsun klibini. Neden?
Bence parçanın güzelliği
Türk Bayrağı’nın dalgalandığı her noktada konser verip, boynunda ay-yıldızlı bayrağın sembolünü taşıyor, sekiz yıllık eğitim yararına konserlere katılıyor… Ama iş Atatürk için şarkı yapmaya gelince duralıyor…
Ben Karbeyaz’a klip çektikçe de “Neden yazın ortasında slow bir parçaya klip çekiyorsun?” dendi. Ama sarkı güzeldi ve doğru bir karar verdiğimi, aldığım yorumlarla yaşadım. Güzel parça her zaman her yerde dinlenir bence. Ben de albümde ikinci doğru yolu Karbeyaz’dan sonra Haykırsam Dünyaya ile buldum.
Üçüncü klip için de uzun bir ara vermek yerine kısa hemen ardından mı çekeceksin?
Hemen çekmeyi düşünüyorum. Üçüncü klibin de ne olacağı aşağı yukarı belli. Haykırsam Dünyaya’dan hemen sonra onun çekimine başlayacağız. Haykırsam Dünyaya listelerde tırmanışa geçtiğinde, ilk üçe girdiğinde diğer şarkının klibiyle gireceğim. Biraz zamanı gelmesi için içindeyim. Yeni bir Kerim Tekin farkı sahada ancak böyle iyi tanıtmak gerektiğine inanıyorum.
Kerim Tekin’in yeni imajı albüme neler götürüp neler getirdi?
Genelde beğenildi. Doğrusunu söylemek gerekirse yüzde seksen beğenildi, yüzde de eski temiz suratlı, ailenin çocuğu imajını tercih etti. %18’lik bir kesim beğenmedi diyebilirim. Albüme ne kazandırıp götürdüğüne gelince; bence imajımı değiştirdiğim orantılı olarak ilgiyi de artırdı. “Bu çocuk tipini değiştirdi, acaba albümü nasıl?” düşüncesiyle albüm satışında da artış gösterdi tabii ki.
Fanatik hayranlarının tepkisi ne oldu?
Onlar zaten benim tipimden çok kişiliğime hayranlar. Fanatizm bambaşka bir duygu çünkü. Karşınızdakini kendinize örnek alıyorsunuz ve o ne yaparsa onaylıyor, onu izinden gitmeye çalışıyorsunuz. Benim hayranlarım da çok beğendiler yeni halimi.
Hayranlarınla ilgili komik bir şeyler yaşadın mı?
Her gün yaşıyorum diyebilirim. Sürekli telefon ediyorlar. Beni görmek için eve geliyor ama bulamıyorlar. Oturup annemle konuşuyorlar. Sonra da gidiyorlar. Onlarla sohbet eden ve onları da çok isteyen bir sanatçıyım ben. Ama bazen aşırılıklar olabiliyor. Sonra da ben örnek veriyorum, “O da mı böyle yaptı?” diye.
Geçen sene konser üstüne konser vermiştin. Yurdun dört bir yanını dolaşan az sayıdaki sanatçılardan birisin. Bu seni ne kadar mutlu ediyor ve devam ettirecek mi?
Geçen sene konser sayım yüzün üzerindeydi. Bu yıl bu sayıyı geçtim. Hemen hemen tüm Türkiye’de konserler verdim. Ama bu sene promosyon dönemim dolayısıyla bunu gerçekleştiremeyeceğim. Cevaplar, röportajlar derken konserlere vakit kalmıyor. Ama ne olursa olsun sahneye çıkmayı seviyorum.
Üçüncü albümün çalışmaları ne durumda?
Acelemiz yok. Daha ikinci albüm yeni çıktı. Promosyon sürüyor. 98 sonuna hatta 99 baharına kadar hiçbir albüm düşünmüyorum. Bu albümümle altı-yedi klip çekeceğiz diye düşünüyorum. O yüzden kolay harcanacak bir albüm yapmadım çünkü.
Üçüncü albümde Atatürk’e bir şarkı ithaf etmeyi düşünüyor musun?
Hayır. Benim boyum yetmez Atatürk’e. Sadece benim değil, kimsenin boyu yetmez. Öyle dakikada Atatürk aşkıyla bir şarkı yapılmaz, o yüce insanı anlatmak kolay değil. Kimse Onun altına sığamaz, küçülürüz.
Bu kadar sanatçı Türkiye ve Atatürk adına şarkılar yaparken sen neden köşende oturuyorsun?
Onlar için şarkılar yapıyor, projeler üretiyorum. Ama yine de böyle işler yapmadan da örneğin Atatürk Vakfı yararına bir konser düzenlensin, hemen giderim. Örneğin Marmaris’te sekiz yıllık eğitim yararına bir konser düzenleniyor ve ben de katılıyorum. Böyle olmalı. Uyumlu çıkarmadan yapmak lazım bazı işleri.
Biraz da aşk… Nasıl şu sıralar aşk hayatın?
Çok olumlu. Kimse yok! Öyle yoğun bir kimseye ayıracak vaktim yok, duygum bile kaybolmuş durumda. Ama albüm promosyonu bittikten sonra uzun süreli bir beraberlik istiyorum. Bu her gibi benim de en büyük isteğim.
Ya evlilik?
Yok öyle bir şey!
Tuba AKTUĞ
Fotoğraflar: Gül GÜLBAHAR

